Zoom video konferans yöntemiyle çevrimiçi gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını HKÜ Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nilay Kayhan, konferansın moderatörlüğünü ise HKÜ Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümü Arş. Gör. Hilal Gengeç yaptı.
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan HKÜ Sağlık Bilimler Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Arş. Gör. Buse Kıratlı’yı ve çalışma alanlarını katılımcılara tanıtan Nilay Kayhan, pandeminin tedavi gerektiren bir süreç olduğu için insanların iyi olma hallerinin toplumsal katılımda en büyük etken olduğunu söyledi. Konferansın önemine de değinen Kayhan, tüm katılımcılara ve emeği geçenlere teşekkür etti.
“SAĞLIKLI YAŞAM, BESLENME VE AKTİF FİZİKSEL AKTİVİTE DÜZEYİNE DAYALIDIR”
Beslenmenin tanımını yaparak sunumuna başlayan Arş. Gör. Buse Kıratlı, yeterli-dengeli beslenme ile sağlıklı beslenmenin ayrıntılarına değindi. Günümüzde sıklıkla görülen şişmanlık ve şişmanlığa bağlı kronik hastalıklar ile vitamin ve mineral yetersizliklerinin önlenmesi hem birey hem de toplum için önem taşımaktadır diyen Kıratlı, sağlıklı yaşam biçiminin, sağlıklı beslenme ile aktif bir yaşam için artırılmış fiziksel aktivite düzeyine dayalı olduğunun altını çizdi. Sağlıklı yaşam biçimi için dört temel besin grubundan da bahseden Buse Kıratlı, besinlerin içerdikleri besin öğelerine göre; Süt ve süt ürünleri grubu, et, yumurta, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar grubu, ekmek ve tahıllar grubu, sebze ve meyve grubu olarak ayrıldığını dile getirdi.
“HASTALIKLARA KARŞI DİRENÇ KAZANDIRAN EN ÖNEMLİ BESİN GRUBU”
Besin gruplarının detaylarını anlatan ve sağlık için hareket etmenin önemine değinen Kıratlı: “Yetişkin bireylerin 3 porsiyon, çocukların, gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 2-4 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketmeleri gerekir. Et, yumurta, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar grubu ise hastalıklara karşı direnç kazanılmasında rolü olan en önemli yiyecek grubudur. Bu gruptaki yiyecekler büyüme ve gelişmeyi sağlar. Hücre yenilemesi, doku onarımı ve görme işlevinde, kan yapımında, sinir sistemi, sindirim sistemi ve deri sağlığında görevi olan besin öğeleri en çok bu grupta bulunur. Sebze ve meyve grubu ise vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir. Bu nedenle günde en az beş porsiyon meyve ve sebze tüketilmelidir. Değişik renklerdeki meyve ve sebzeler seçilmelidir. Ekmek ve tahıl grubu ise vücudun temel enerji kaynağıdır. ” diyerek orta düzeyde bir aktivitede günlük 2-2,5 Litre sıvı tüketilmesi önerilerinde bulundu.
“YAĞLARIN ve ŞEKERİN ENERJİ DEĞERİ YÜKSEKTİR”
Besin gruplarından olan yağlar ve şekerin besin değerlerine vurgu yapan Kıratlı: “Yağlar, makro besin grubunun bir üyesi olup çeşitli yağ asitleri içerirler. Vücutta bulunan depo yağlar; organizmanın ısı dengesini sağlar, organlara destek olur, gerektiğinde enerjiye çevirir. Şeker ise sadece enerji verir. Protein, vitamin ve mineral içermez. Bu nedenle boş enerji kaynağıdır. Bu nedenle, yiyeceklerin doğal yapısında bulunan şeker dışında, üretim aşamasında eklenen şekerler ile çay şekeri olarak adlandırılan sakarozun toplam günlük alım miktarı, ihtiyaç duyulan günlük enerji miktarının %5-10’unu geçmemelidir” diyerek yağ ve şeker tüketimi konusunda önemli uyarılarda bulundu.
“PANDEMİ SÜRECİ NELERİ DEĞİŞTİRDİ?”
Ürdün, İspanya, İtalya ve Amerika gibi ülkelerde pandemi sürecinde beslenme davranışlarının incelenmesinin sonuçlarını katılımcılarla paylaşan Buse Kıratlı: “Ürdün’de; Yüksek sosyo-ekonomik seviyede olan vatandaşlar daha sağlıklı bir beslenme davranışına sahipken, gelir düzeyi düşük bazı ailelerin bazı besinlere erişimleri zorlaşmıştır. Sigara tüketimi artmıştır. Ev yemekleri pişirme artış göstermekle beraber en çok tüketilen öğünün öğle arası olduğu saptanmıştır. Bireylerin iştah düzeyi artmıştır. Fiziksel aktivite azalmıştır. Karantinaya bağlı strese bağımlı olarak yemek dürtüsü artmıştır. Böylece ağırlık artışı da gözlenmiştir. İspanya’da; sebze ve meyve tüketimi artmakla beraber şekerli ve gazlı içecekler ile çok yağlı ve tuzlu yiyeceklerin tüketiminde artış gözlemlenmiştir. İtalya’da ise özellikle ekmek, makarna, pirinç, sebze ve meyve, süt ve süt ürünleri ile şekerli yiyeceklerin tüketiminde artış vardır. Deniz ürünleri tüketimi ise azalmıştır. Amerika’da paketli gıdaların ve atıştırmalık ürünlerin tüketiminin artmasıyla beraber, TV izleme, bilgisayar ve telefonda zaman geçirme aktivitelerinde de artış gözlemlenmektedir” dedi.
“DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ’NÜN ÖNERİLERİ”
Pandemi sürecinde nasıl beslenmeli sorusunu yanıtlayan Kıratlı: “Tüm tahıl ürünleri, taze sebze-meyve, hayvansal kaynaklı et, süt ve süt ürünleri tüketimini artırın, atıştırmalık olarak meyveler ve tuzsuz kuruyemişleri tercih edin, tuz tüketimini azaltın, hayvansal yağların yerine zeytinyağı ve mısır yağını tercih edin, kırmızı et yerine tavuk ve balık tüketimine yönelin. Şekerli ve gazlı içecekleri azaltın. Günlük su tüketimini dengede tutun. Alkol tüketiminden kaçının. Bebeklere ilk 6 ay anne sütü ile besleyin” diyerek Dünya Sağlık Örgütü’nün beslenme önerilerini katılımcılara aktardı.
Pandemi sürecinde beslenme ile ilgili konunun tüm detayları ile ele alındığı konferans, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.