Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut toplantının düzenlendiği Zeugma Mozaik Müzesi için "Bugüne kadar gördüğüm en güzel yer. Belki de gördüğüm en iyi korunmuş eserler burada." dedi.
İç savaşın çıktığı günden bu yana mülteci konusunda AB'nin Türkiye'ye destek verdiğini anlatarak konuşmasına devam eden Meyer-Landrut, “İşbirliğimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurumları, ulusal yardım dernekleri, yerel işbirlikleri, belediyeler ve Türk halkı olağan dışı destekle ev sahipliği yapıyor. Bu açıdan Türkiye dünyadaki en büyük mülteci topluluğuna ev sahipliği yapan bir ülke. 2006 yılından bu yana desteklerimizi sürdürüyoruz. Geçen senin sonuna kadar da söz verdiğimiz gibi 6 milyar avroluk yardımı sağladık. Türkiye'nin her yerinde çok farklı konulara destek veriyoruz. Belediyelerin alt yapı ihtiyaçlarından, eğitime, temel ihtiyaçlardan sağlığa kadar birçok alanda destek sağlıyoruz.” İfadelerini kullandı.
"ENHANCER Projesi için 32 milyon avro kullanılacak"
Gaziantep'in en fazla mülteciye ev sahipliği yapan illerdin biri olduğunu ifade eden Meyer-Landrut "Girişimcilik en çok önem verdiğimiz konulardan biridir. Bu projenin sonunda büyük başarı hikâyelerin çıkacağına inanıyorum. Aslında bu proje bizim Türkiye çapında uyguladığımız bir programın parçası. Bu programın amacı istihdamı edilebilirliği, piyasaya erişilebilirliği kolaylaştırmak ve daha da iyileştirmektir. Bu program kapsamında 465 milyon avro bütçe söz konusu ancak ENHANCER Projesi için 32 milyon avro kullanılacak." diye konuştu.
Gaziantep Valisi Davut Gül, törende yaptığı konuşmada bu tür hibe programlarının önemli olduğunu ve bunun gibi çok sayıda tesis ve yatırıma ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Gaziantep’te geçici koruma altında bulunan yaklaşık 500 bin kişinin bulunduğunu belirten Vali Gül, “Gaziantep, Türkiye Suriyeli misafirlerimize kucak açarken Avrupa Birliği’ni ya da diğer dostlarımızı düşünerek bunu yapmadı. İnsani olarak bir gereklilik vardı ve bu gereklilik gereği o gün kapımızı açtık fakat bu süre çok uzadı. Uzadıkça da hem Gaziantep’te hem de Türkiye’nin diğer yerlerinde bazı problemler ortaya çıkmaya başladı. Gaziantep’in diğer şehirlerden farkı sorun çözme kapasitesinin çok fazla olması. Gaziantep’e baktığımızda kişi başına düşen milli gelirin Türkiye ortalamamasının altında olduğunu görüyoruz ama bu şehrin müteşebbis ruhu, girişimcileri, iş yapma kapasitesinin yüksek olması buradaki odalarımız, üniversitelerimiz, büyükşehir belediyemiz başta olmak üzere kurumlarımızın iş yapma kapasitesi bu dezavantajlı durumu bir anlamda ortadan kaldırıyor” dedi.
Avrupa Birliği’nin desteklerini gördüklerini ve bunu önemsediklerini dile getiren Vali Gül, “ AB’ye Teşekkür ederiz. Özellikle Gaziantep sanayi şehri. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile bakan yardımcılarımızın riyasetinde çok güzel bir çalışma yapılıyor. Bu kimi zaman kalkınma ajansı eliyle kimi zaman doğrudan kimi zamanda kurumlarımız ile birlikte yapılıyor. Buradaki sanayi ruhunun diri tutulması, istihdam sağlanması, eğitimlerin yapılması noktasında şehrin lokomotifi olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank ve ekibine teşekkür ediyoruz. İnşallah el birliğince bu sorunu çözeceğiz” diye konuştu.
Bu tür hibe programlarının önemli olduğunu vurgulayan Gül, “Bu yatırımlar çok önemli. Kurumsal kapasitemizi yükseltiyor ama bunlar gibi çok sayıda tesise ve yatırıma ihtiyacımız var. Bizim 1 milyon civarında 18 yaş altı çocuğumuz gencimiz var. Bunun içerisinde ise çok sayıda geçici koruma altında olan misafirimiz var. İyi eğitim almaları Türkiye ve Gaziantep açısından önemli bir fırsat ve şans olabileceği gibi iyi bir eğitim almamaları ise hem bizim için hem Avrupa için hem kendileri açısından sorun olarak ortaya çıkacaktır. Ben bu fondan yararlanan Ticaret Odamıza, Hasan Kalyoncu Üniversitemize, Gaziantep Üniversitemize destek veren Sanayi Odamıza, Büyükşehir Belediyemiz ve kalkınma ajansımıza teşekkür ediyor hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, ise Pandemi, göç, şiddet gibi olayların bir sonuç olduğunun altını çizerek, “Bu sonucun önlenmesi için en önemli şey koruyucu önleyici tedbirler. Bu tedbirleri hızlı bir şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor. Pandemiden kurtulmak için bugün geldiğimiz noktada insanımızı korumak için toprağı, suyu ve havayı korumamız gerektiğini, küresel ısınmayı engelleyemediğimiz zaman bugün su krizleriyle karşılaştığımızı ve mecburen bu maskeleri takmak zorunda kaldığımızı görüyoruz. Bu yüzden Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nde konuşulan en önemli konunun sürdürülebilir kalkınma olduğunu gördük. Bu kalkınmada sadece ekonomik kalkınmanın yetmediğini, insani bir kalkınma modelini, çevreyi koruyan bir kalkınma modelinin Dünya için ne kadar önemli olduğunu gördük. Her şerde bir hayır vardır, her zorlukta bir kolaylık vardır. Buradan çıkarılacak derslerle pandemiden sonra kurulan yenidünyaya hem ülke olarak, hem Gaziantep olarak hazırlanıyoruz” şeklinde konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, kalkınma ajanslarının çok değerli yapılar olduğunu ifade ederek, "Bunlar Özellikle AB Delegasyonu ile çok iyi çalışan yapılardır. Bakanlığımız bünyesinde OSB'ler, teknoparklar, ARGE ve Tasarım Merkezleri var. Tüm bu eko sistemde birbirini tamamlayıcı yapıların hepsi bizde. Buradaki çalışmayı da İpekyolu Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüteceğiz. Biz bu fonları en iyi şekilde kullanacağız." dedi.
Konuşmasında yeni bir fon kurmak istediklerini belirten Bakan Yardımcısı Dönmez şunları söyledi:
"Lüksemburg'da iki tane fon var. İVCİ ve Türk Büyüme ve İnovasyonu Fonu'na (TGIF) yaklaşık en son fon 200 milyon avro civarında bu fonda dağıtılmaya başlandı ve bunlar Türkiye'de ki şirketlere yatırım yapıyorlar. Biz üçüncü fonu kurmak istiyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak katkıda bulunacağız. Yaklaşık 100 milyon Avroluk. Türkiye Gelecek Fonu kurma amacındayız. Dolayısıyla AB delegasyonundan bu konuda destek bekliyoruz. Türkiye'de ki bu fonun yatırdığı bütün paralar Türkiye'de yatırım yapacak fonlara gidecek. Bunların Türkiye'de ki sahipleri kim bununla ilgilenmiyoruz. Ayrıca İstanbul Kalkınma Ajansı önderliğinde ve diğer kalkınma ajansların katılımıyla yine bir fonların fonuna destek amaçlı bir programa çıktık. Buradan da yaklaşık 100 milyon avroluk daha fon yaratmak istiyoruz. Bu da girişimcilik eko sistemine gidecek. Burada başlayan bu çalışma hibeler, ortak çalışma alanlara ve ardından oluşan girişimcilere yatırım yapan fonlar sayesinde Türkiye'nin girişimci eko sistemine önemli katkı sunacaktır. Burada verilen paralar gerçekten sahada yerini buluyor."
Konuşmaların ardından hibe almaya hak kazanan Gaziantep Ticaret Odası, GETHAM, Gaziantep Üniversitesi Teknopark ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi hazırladıkları projelerin sunumunu gerçekleştirdi daha sonra imza töreni yapıldı.