SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Dr. Almacıoğlu, 1-7 Ekim Emzirme Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Anne sütü, altı aydan sonra başlanan uygun tamamlayıcı besinlerle iki yaşına kadar sürdürülmelidir. Bebeğe verilecek besinler, onun sindirim sistemi işlevlerine uygun olmalıdır” dedi.
Doğumdan sonra ilk 4-5 günde üretilen sütün (kolostrum) önemine değinen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, şu bilgileri verdi:
“Kolostrumun protein miktarı fazla, karbonhidrat ve yağ oranı düşüktür. Enfeksiyonlardan koruyucu özellik taşıyan, ‘Salgısal İmmünglobulin A’ denilen bağışıklık maddesi içeren anne sütü faydalı yağ asitlerinden zengindir. Ayrıca kolostrum; ishal, obezite, astım gibi hastalıklardan koruyan hatta anti-kanser etkileri olduğu düşünülen laktoferrin denilen maddeden zengindir.
İlk haftadan sonra üretilen anne sütü 15 güne kadar geçiş sütü olarak adlandırılır. Geçiş sütü de kademeli olarak olgun süte dönüşür ve bu süreçte immünglobulin konsantrasyonları azalır. Laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artar. Suda çözünür vitaminler artarken, yağda çözünen vitaminler azalır.”
EŞSİZ BESİN
Anne sütünün dinamik ve değişken yapıda olduğunu ve beslemeye başlarken verilen ön sütün daha az yağ içerirken, son sütün genellikle yağdan zengin ve besin ihtiyacını tamamladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, bu şekildeki bir dağılımın hiçbir şekilde taklit edilemeyeceğini ve dolayısıyla anne sütünün eşsiz olduğuna vurgu yaptı.
Anne sütünün yeterliliğini anlayabilmek için bebeğin ayına ve yaşına göre ağırlığının takip edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “İlk 20 günde 400-500 gr, ilk 6 ayda her ay 600-800 gr, 6-12. ayda her ay 400-600 gr kilo alımı normaldir” ifadelerini kullandı.
Hem bebeğin hem de annenin sağlığı için yeterli ve dengeli beslenmenin önemli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Ağırlıktaki değişiklikler takip edilmeden altıncı aydan önce anne sütü yetersiz diye ek besinlere başlamak doğru değildir” uyarısını yaptı.
Emzirmenin bebek için yararlarının saymakla bitmeyeceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, şunları kaydetti:
“Anne sütü patojen bakterileri içermez, ısı derecesi idealdir. Besin öğesi bileşimi bebeğin gereksinmelerine uygundur. Sindirime yardımcı aktif enzimler (lipaz vs.), enfeksiyonu önleyen immunglobulinler (IgA, IgG, IgM), hormonlar ve büyüme faktörlerini içerir. Solunum yolu ve gastrointestinal sistem enfeksiyonları daha az görülür. Orta kulak iltihabı riskini azaltır. Çene ve diş gelişiminde rolü vardır. Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır (tip 1 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, çölyak, maligniteler, vb.). Bebeği pişikten korur. Bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur.”
EMZİRMENİN ANNEYE YARARLARI
Emzirmenin anne için yararlarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu şöyle konuştu:
“Anneyi ileride ortaya çıkabilecek osteoporoz riskine karşı korur. Over kanseri ve meme kanserine yakalanma riskini azaltır. Uterusun eski haline dönmesine yardımcı olarak anneyi aşırı kan kaybından ve anemiden korur. Emzirme kilo vermeyi kolaylaştırır. Sağlıklı ve doğru beslenen anne, emzirme sırasında enerji harcadığından ve süt üretimi için yağ dokusu kullandığından daha kolay vücut ağırlığı kaybeder. Anne ve bebek arasındaki duygusal bağı güçlendirir. Ayrıca doğal bir sakinleştiricidir.”