Asociacija Tavo Europa organizasyonuyla gerçekleşen toplantıya yerel ortaklardan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), KAYRA Yöneylem Danışmanlık Eğitim, ulus ötesi ortaklardan Portekiz/Lousada’dan Lousada Belediyesi, İspanya/Valencia’dan Ajuntament De Villanueva De Castellon katıldı. Yetişkin eğitiminde çevre bilincinin geliştirilmesi ve bu konuda Avrupa Birliği ve diğer küresel kurumların hedeflerinin değerlendirilmesi ana gündem maddelerini taşıyan toplantıda, diğer proje etkinlikleri yerel ve uluslararası yaygınlaştırma faaliyetleri olarak belirlendi.
Toplantının açılışında konuşan Asociacija Tavo Europa temsilcisi Donatas Verseckas, katılımları için tüm ortaklara teşekkür ederek iki gün sürecek olan toplantının ana gündem maddelerini ve katılımcılardan beklentileri sundu. Gaziantep Üniversitesi temsilcisi ve Proje Yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Çapan ise projenin son ulus ötesi toplantısına kadar gelinen süreçte proje faaliyetleri hakkında genel değerlendirme yaptı. Dr. Öğr. Üyesi Çapan, “Bugün dünyada siyasi sebepler başta olmak üzere doğal, sosyal, kültürel ve ekonomik ama en önemlisi can güvenliğinin tehdit altında oluşundan özellikle savaşlardan dolayı bireylerin ve grupların hayata ve refaha yönelik arayışlarından dolayı hızlı bir şekilde ülkelerden ülkelere veya şehirlerden şehirlere göç hareketleri yaşanmaktadır. Savaşın yanı sıra tarımsal toprak yetersizliği, miras yoluyla toprakların parçalanması ve eşit dağıtılmayışı, tarımda makineleşme ve buna bağlı olarak oluşan işsizlik, düşük gelir, kentlerde yüksek gelir ve istihdam fırsatı ayrıca sağlık, eğitim, sosyal hayat, temiz refah bir çevre ve son olarak iyileştirilmiş altyapı çalışmalarının insanlara cazip gelmesi nedeniyle de kentlere doğru göçler yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
Aynı coğrafyayı paylaşan insanların birlik ve beraberlik duygusu içinde sürdürülebilir kentler ve sürdürülebilir dünyaya katkı sağlama çabasının çok önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Çapan şunları söyledi: “Göç yolları üzerinde bulunan Türkiye ve AB ülkelerinde artan nüfusun gıda ve istihdam ihtiyacı büyümekte, bu da daha çok tarıma ve sanayiye ihtiyacı doğurmaktadır. Artan tarım, endüstri ve kentleşme ise beraberinde doğal kaynakların israfı ve çevre kirliliği, kentlerde sosyal ve alt yapı gibi alanların kullanımları sırasında bir takım sorunlara ve kentlerin kendi kapasitelerini aşan yükler altına girmesine neden olmaktadır. Bu noktada ortak alan kullanılması ve korunmasında bilincin artırılması, farkındalık oluşturulması son derecede ivedilik gerektiren bir konudur. Gezegenimizin ülkeleri ve halkları giderek iç içe geçiyor. Kaderlerimiz ayrılmaz bir şekilde günden güne birbirine sıkı sıkıya bağlanıyor. Şu anda en önemli ihtiyaç, koruma duvarları dikmek değil, küresel bağlantı gerçeğine yanıt vermek ve herkes için sürdürülebilir bir dünya inşa etmektir.”
Toplantı İTÜ temsilcileri Derya Zayim ve Zeki Akyol’un konuşmaları ile devam etti. Derya Zayim konuşmasında yetişkin eğitiminin Avrupa Birliği Yeşil Mutakabatı hedeflerinde önemli bir yerinin olduğunu ve yetişkinlere yeşil becerilerin kazandırılması için yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini söylerken, Zeki Akyol da iklim değişikliğinin dünyayı ne kadar tehdit ettiğine dair haritalar, grafikler ve çeşitli veriler paylaşarak yetişkinlerde çevre, iklim ve küresel ısınma konusunda farkındalığın arttırılmasının çok ivedilik gerektiren bir konu olduğunu söyledi. Bir diğer yerel ortaklardan olan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi temsilcisi Kıymet Berra Ülgey konuşmasında, “Bilginin, sürekli gelişmenin ve değişimin yaşandığı dünyamızda gelişime ayak uydurabilmek için halkların da kendilerini yetişkin eğitimi ile geliştirmeleri toplumsal gelişim için önemlidir. Yetişkin eğitiminde çevre eğitiminin amacı yetişkinlerin çevre sorunlarının farkına varması, çözüm üretmesi, duyarlılık geliştirmesi ve çevresini de bu konuda bilgilendirmesidir” dedi.
KAYRA Yöneylem temsilcisi Ayşe Yıldız Köroğlu da sunumunda şu ifadelere yer verdi: “Göç alan kentlerdeki ani nüfus artışı sosyo-ekonomik koşulların yetersizliği, sağlık, eğitim, belediye ve diğer kurum hizmetlerinden yararlanmadaki aşırı yük, konut ve işyerleri yetersizliği, ortak alanlarda yaşanan sorunlar, alt yapı problemleri, kentte yaşayan ancak kent kültürüne yabancı bireyler uyum sürecini daha da zorlaştırmaktadır. Ani sığınmacı ve göç akınlarına hazırlıklı olmayan kentler alt yapıdan ulaşıma, eğitim ve sağlığa kadar birçok alanda büyük bir yükün altına girmektedir. Diğer yandan bu duruma hazırlıklı çok az sayıda kent ise eskiye oranla tanınamayacak kadar büyümek, değişmek, kendine özgü kent kimliğinden uzaklaşmak zorunda kalmıştır. İşte bu noktada en önemli husus kente gelenlerin kentsel kültürü ve ortak değerleri özümsemesi, kente aidiyet duygusunu geliştirmesi, kentin geleceğini ve sürdürülebilirliğini düşünmesi, kent yaşamına ve toplumuna uyum sağlaması ve buna göre davranış geliştirmesidir. Toplumsal uyumun sağlanması toplumsal barışın tesisi için gereklidir. Toplumsal uyumu sağlayan birtakım değerler ve normlardır. Değerlerin bir anlamda göreceliği ve koşullara göre değişkenliği aynı koşulları yaşayan ve aynı kaderi paylaşan insanlar arasında değerler entegrasyonunu zorunlu kılmaktadır.”
Toplantının ikinci gününde; projenin Portekiz ortağı Municipality of Lousada’yı temsilen Carla Raquel Pacheco Magalhães, İspanya ortağı Ajuntament De Villanueva De Castellon’u temsilen Ramon Miguel Navalon Peris, Litvanya ortağı Asociacija Tavo Europa’yı temsilen Greta Paskociumaite yetişkin eğitiminde çevre ve iklim bilincinin geliştirilmesinin önemi ve bu konu hakkında AB ülkeleri ve diğer dünya ülkelerinin gelecek hedefleri ile ilgili sunum yaptı.