Milletvekili Melih Meriç’e bugüne kadar en çok olumsuz eleştiri yönelten gazeteci, zannediyorum, benim. İşimiz bu, eleştirmek. Nihayetinde bir hukuk devletinde, demokrasi ile yönetilen bir ülkedeyiz ve isteyen istediğini istediği şekilde eleştirebilir. Hele de gazeteciliğin verdiği sorumluluğu bu vaziyete eklersek eleştiri bir haktan öte bizim için görev diyebiliriz. Fakat bu eleştiri kavramını hadsiz söylemlerle ve siyasi emellerle karıştıran ve yüzsüzlük mertebesinde zirve yapanlara şaşırıp kalıyoruz.

Bildiğiniz üzere Milletvekili Melih Meriç, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i yoğun kar yağışına karşın başarılı bir süreç yürüttüğü yönünde tebrik etti. Oradan bir yüzsüz çıkıverdi, siyasi emeller mısraları sıralayan bir söylemle Milletvekili Meriç’e veryansın etti.

Birincisi, bir yerde başarılı ve takdir edilesi bir iş varsa hangi siyasi partiye mensup olursanız olun, karşınızdaki de hangi partili olursa olsun, takdir etmeyi bilmek bir erdemdir. Bu açıdan Meriç’in, Şahin’i tebrik etmesi yerilecek değil; siyasetin pozitif havasını da kapsayan ve hoşlukla karşılanacak bir durumdur.

İkincisi, birini eleştireceğiniz zaman bence öncelikle ayna karşısına geçip ben kimim, ben neyim diye kendi kendinize sormanız gerekir.

Milletvekili Melih Meriç’i topa tutan hukuk bilmez avukatçığın yerinde ben olsam değil birini eleştirmek, herhangi bir insanın yüzüne bakmaya yüzüm olmaz, toplum içinde çıkarsam insan değilim. Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne sahte resmi belge düzenleyip göndermekten dolayı cezaevinde yatan ve yargılanan bir avukatçığın iki yönetici ya da siyasinin arasındaki konu hakkında görüş beyan edip bu şehrin ve bu ülkenin milletvekilini eleştirebiliyorsa bunun adı yüzsüzlüğün dip daniskasıdır kardeşim.

Bizim gazetecilerin bu resmi belgede sahteci avukatçığın bir milletvekiline yönelik sözlerini gündeme getirmesi de; milletvekiline doğrudan yöneltemedikleri ama içlerinde biriktirdikleri kini avukatçık üzerinden kusmasıdır.