“Olasılıksız” diye bir kitap okumuştum. Yazar adını şu anda hatırlayamıyorum.

Şöyle diyordu: “Madeni bir parayı havaya attığınızda, yere düşünce, yazı ya da tura gelme olasılığına hemen her insan yüzde 50-50 ihtimal verir. Fakat gerçek öyle değildir. Madeni parayı havaya atarken uygulanan kuvvet, ortamın oksijeni, havadaki sürtünme, paranın ne kadar yükseğe fırlatılacağı ve zeminin sertlik durumu hesap edilebiliyor olsa; o madeni paranın yazı gelme ya da tura gelme olasılığı yüzde 100 olarak bilinir. Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir. Önemli olan, doğru hesaplamayı yapabilmektir.”

O zaman Gaziantep’te son zamanlarda yaşanan olayların tesadüf olup olmadığını konuşalım biraz…

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz’ın, başkanlık koltuğuna oturduğu günden beri yerel basını iplemeyip, Ersin Atar ve Deniz Atar’ın ihracını istediğine dair dilekçesi patlayınca apar topar “Değerli basın mensuplarımız” temasıyla Gaziantep basını ile bir araya gelmesi ve basın ile ilişkileri düzeltmeye yönelik adım atayım derken içindeki külhanbeyliğine engel olamayıp bu basın toplantısında basın mensuplarının huzurunda basına yönelik, “vicdansızlar” demesi tesadüf müdür?

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz’ın; adeta Ay Medya Grup’un zimmetine geçirilmiş durumda olan, öyle ki yönetim binası bile Ay Medya Grup binasında bulunan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden ilk kişi olması, ardından Nizip’in Belediye Başkanı CHP’li Ali Doğan’ın Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etmesi, cemiyeti başkaca bir kent yöneticisi, siyasetçi ya da bürokratın ziyaret etmemesi sizce tesadüf müdür?

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz’ın; göreve gelir gelmez Şehitkamil Belediyesi Basın Müdürü Aydın Sert’i görevden alması, yerine Gazeteci Turgut Bozgeyik’in Şehitkamil Belediyesi Basın Müdürlüğü’ne getirilmesi, Aydın Sert’in Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti seçiminde oy kullanırken oy zarfı ile içindeki mavi oy pusulasının birbirinden ayrılarak zarfın içindeki oyun mavi renkli olduğunun salonda bulunanlar tarafından net şekilde görülmesi, akabinde Umut Yılmaz’ın Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etmesi, bu ziyaretten sonra Aydın Sert’in Şehitkamil Belediyesi Basın Müdürlüğü’ne yeniden getirildiğinin basın toplantısında bizzat Umut Yılmaz tarafından açıklanması, Turgut Bozgeyik’in bu durumdan haberdar olmaması sizce tesadüf müdür? Sizce buradaki tesadüf müdür Turgut Bozgeyik midir, Aydın Sert midir?

Avukat Önder Alkurt’un FETÖ dosyalarıyla ilgili resmi belgede sahtecilik suçlaması ile tutuklanması, aynı Önder Alkurt’un Gaziantep’te en çok FETÖ dosyasına bakan avukat olması, Önder Alkurt’un tutuklanmasının akabinde, Önder Alkurt ile aynı dosyadan Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadeye çağrılan ve tutuklanmanın kıyısından dönerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Gaziantep Baro Eski Başkanı Bektaş Şarklı’nın Önder Alkurt’un eski ofisini kullanıyor olması, yediklerinin içtiklerinin ayrı gitmiyor olması, Avukat Bektaş Şarklı’nın Önder Alkurt’un baktığı 6 sanıklı dosyada diğer sanıklardan birinin avukatı olması, Önder Alkurt’un baktığı 3 sanıklı bir dosyada diğer sanıklardan birinin avukatı olması, ortak sayısız dosyalarının bulunması, Avukat Önder Alkurt’un resmi evrakta sahtecilik yaptığı dosyanın vekaletli avukatının Bektaş Şarklı’nın olması ve dahası sizce tesadüf müdür?

Silahlı saldırıya uğradığım olaya ilişkin görülen davada sanıklardan birinin avukatı Önder Alkurt iken; diğer Sanık İbrahim Ay’ın avukatlarından birinin Bektaş Şarklı, diğerinin Umut Yılmaz’ın CHP’den ihracını istediği Deniz Atar olması sizce tesadüf müdür?

Resmi belgede sahtecilik suçlaması ile tutuklu bulunan Önder Alkurt ve yurtdışı yasağı ile serbest bırakılan Bektaş Şarklı’nın; bana yönelik silahlı saldırı eyleminin azmettiricisi olan İbrahim Ay’ın tutuklanmasından sonra Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ne giderek basını çağırıp kameraların karşısında, “İbrahim Ay’ın tutuklanması hukuki bir garabettir, Mahmut Özkılıç’ın avukatının cezaevindeki sanıklarla görüşüyor olması etik değil” naraları atmaları, şimdi ise ikisinin de yüz kızartacak bir suçtan tutuklu ve adli kontrole tabi tutulması sizce ahlaki midir-tesadüf müdür?

Duayen gazetecimiz, usta kalem Murat Güreş’in; İbrahim Ay’ın tutuklanmasından sonra, “İbrahim Ay’ın tutuklanması hukuksuzdur, vali, başsavcı, gelin beni de tutuklayın öyleyse” yazması, mikrofonu eline alıp bu hukuksuz tutuklamanın derhal sonlanması lazım demesi; şimdi de Önder Alkurt’un tutuklanmasından sonra yine meydana çıkıp, Önder Alkurt’un tutuklanması hukuksuzdur demesi sizce tesadüf müdür?

CHP’de il başkan yardımcılığı yaparken, Şehitkamil Belediyesi’nin CHP’li başkanı Umut Yılmaz ile de seçim öncesinde kol kola yürürken, kendisine verilen Şehitkamil Belediyesi Basın Müdürlüğü sözünün yerine getirilmemesi ile Umut Yılmaz hakkında Murat Güreş’in bir anda demediğini bırakmaması, Umut Yılmaz’ın MRF İnşaat’a milyonlar aktardığını ve yolsuzluk yaptığını söylemesi sizce tesadüf müdür?

Değildir arkadaşlar, tesadüf değildir.

Bir kirliliği ya da suçu ortaya çıkarmak istiyorsanız, size normalmiş gibi görünen bağlantı-ilişki ve iletişimin tesadüf olmadığını bir daha düşünün. 

Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir.