Olmaz Erdal müdür, bu böyle olmaz!

Bir yere neşter vururken suçsuz günahsız isimleri yerle bir edip, işin müsebbiplerini es geçmek olmuyor.

İl Milli Eğitim Müdürümüz Erdal Kılınç! Ben anlatayım, haksızsam sen de ki; Mahmut haksızsın.

Konumuz, Beylerbeyi Mahallesi’ndeki GAHİB Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi.

Bu okulda günlük 17 bin kişilik yemek çıkarılıyor. Hastanelere, belirli kurumlara buradan yemek veriliyor. Yemeği öğrenciler ve teknik kadro imal ediyor. En kapasiteli yemek firmaları dahi böylesi bir rakamı elde edemiyor ve böylesi bir yemek üretemiyor. Muhteşem bir hizmet, muhteşem bir akış, muhteşem bir gelir. Öğrenciler geleceğe meslek edinerek hazırlanırken bu işten ciddi de para kazanılıyor.

Fakat işin başka bir yüzü daha var.

Bu okulun müdürü ve konudan sorumlu müdür yardımcısı yemek üretiminde kullanılan erzak ve malzeme teminini belirli firmalarla anlaşarak yapıyor. Mesela tavuk A firmasından, et B firmasından, kuru gıda C firmasından alınıyor. Ancak uyanık yöneticiler erzak ve malzemeyi istedikleri firmadan alabildikleri için firmalardan avanta talep ediyor ve bana şunu verirsen ben de senden şu rakama şu ürünleri alırım diyor. Firma tereddütsüz kabul ediyor, çünkü 100 liraya sattıkları ürünleri zaten faturada 120 birimden gösterecekler. Bu yüzden de yöneticilere firma temsilcisi tarafından istenen miktar teslim ediliyor. Küçük bir sorun yaşanıyor ve yöneticilere erzak temini için rüşvet veren firma erzak temini konusunda gerekli ihale ya da anlaşmayı yapamıyor. Çünkü yöneticilerin istediği işlerin bazıları istedikleri gibi işlemiyor ve işin başka firma tarafından temini mecburi oluyor.

Ne oluyor peki? 

Firma parasının iadesini isterken yöneticiler de kendi aralarında paylaştıkları pastanın yeniden iade kısmında anlaşmıyor. Film burada başlıyor ve konu milli eğitim camiasında yayılıyor. Bu anlattıklarım aldığım bilgilerden ibarettir. Fakat teftiş kurulu, ilgili okulun malzeme ve erzak temin ettiği firmalardan alınan ürün ve alınan birim fiyatları üzerinde güncel piyasa araştırması yaptıklarında, okula alınan malzeme ve erzakın piyasa değerinin hayli üzerinde olduğunu göreceklerdir.

Peki, İl Milli Eğitim Müdürümüz Erdal Kılınç ne yapıyor? Okulda bu işlerle ilgilenen Samet adındaki öğretmeni çağırıyor. Olmaz tartışma ve münakaşanın neticesinde Samet adındaki öğretmenimizin önce meslekten ihracı söz konusu olsa da vicdan devreye giriyor ve Samet öğretmen başka okula tayin ediliyor.

E okul müdürüne ne oldu Erdal Müdürüm? Bu yemek üretiminden sorumlu okul müdürü yardımcımız ne oldu müdürüm?

Ne olduğunu ben anlatayım… Erdal müdürümüze yakın sendika temsilcileri devreye giriyor. Bu sendika temsilcilerinin ricası ile okul müdürü ve okul müdür yardımcısına hiçbir şey olmuyor.

Olmaz Erdal müdürüm! Aradaki en basit köprü olan öğretmenin kellesini alıp asıl yöneticileri bu işten muaf tutmak olmaz.

Sizin Kılınç’ınızın keskin olduğunu biliyorum Erdal müdür! O kılıcı ya çekmeyeceksiniz ya da çektiğiniz zaman almanız gereken kelleleri almadan kınına koymayacaksınız.

Bu nasıl kılınç Erdal müdürüm? Kimine keskin, kimine kör. Bu böyle olmaz.

Hani at binenin, kılınç kuşananındı?

Gösterin kendinizi, işte meydan!

Kalın sağlıcakla.